En alt terasın yol üstündeki yamaçta Ailantus ağacı artık ondan fazla kalın gövdeli yavruları tohum veriyor - yılda binlerce tohum. Son iki yıl fildanları birinci terasta çıktığını gördüm. Kimi tekli, ama bazı yerde yan yana çıkınca şüphelendim. Örnek olarak bu grubu derine inceledim. Köklerin ilk 2 3 santim ayrı düz iniyor... ama daha derine inince birleştiler. Kalın odumsu bu kök daha aşağıya iniyordu; hepsini çıkartamadım! Çıkardığım kökün bir dirseğinde kesilen yeri görünüyor: bu ağacın sloganı "beni kes, daha güçlü çıkarım!" olması gerek.
Ankara Üniversitesi Herbaryum'un uzmanı Tuğrul Körüklü son yıllarda ne kadar istilacı olduğunu gösterdi: betondan çıkar, her sene büyük bir ağaç bir milyon tohum atar doğaya. AÜ Tandoğan kampüsünde bu mevsimde kızaran tohumlar göze batıyor. Yere daha yakın, bir iğdenin yaprakların yanlarındaki kokarağaç yaprakları içinde yutuluyor.
Yok etmeleri için tekrar tekrar köklere inip yok etmek gerekirmiş. Sonunda yaprak çıkartamazsa pes edermiş. Ahhh işimiz çok olacak!
Paketlere domates ekleniyor. Seri çalışıyoruz, üç adet 3 kilolu yoğurt kaplarıyla. Celal doldurur, Eyüp ile paketlere dağıt.
Fazla olan kabakları kurutmaya kestik. Bayramda ilk denemeye "fazla tuzlu" yorumlar geldi. 2ci denemede tuzlu/suz ve pul biberli/siz kurdum (sol elimin parmaklarım bibere hassas oldu, cilt kızardı). Kızgın güneşin sıcaklığında 3 günde kurumuş olur.