Az gün kala, gelebildik. Yıl dönümünde gelecektik, ama hep yağmur yağıyordu. Yorucu, tadı pek olmazdı. Sabırla bekleyince herkes daha rahat. Gözlem, paylaşım, anlayış artar. Duygu'yla Balaban'a varınca görseller çarpıcı. Viyadüğün gölgeleri net çizimler.
Sistematik şekilde tüm çitleri gezdik. Viyadüğün altından doğuya geçince, iki orta vadi kapalı. Ama hangi hayvan alttan geçer? Trafo yanı çukurundan keçiler geçebilir - Çobanlara çok uğraştırır...
RüzgarTepe'den doğuya bakınca, jeolojik formasyon da çarptı. Daha önce fark etmemiştim, Çin Sedi andırdı güneşin gölgeleri tam bu saatte görmek gerek.
Çit çekim işi Kasım ayında çok sistemetik yapıldı. Alı hoca, ellerine sağlık. Doğuş şirketin kontrolünde bir kaç sene önce yenilenen tapu sınırlarına göre yeni çit yerleştirildi. 20 sene boyunca ahşap çitin içinde kalan bir kısmı artık yeni sınırları dışında.
Tarım devam, serada soğanlar, tarlalar çekili... Ve Kanyon'u sorsanız? Koca Mavi Kaya hareket etmiş! Demek ki güçlü bir sel olmuş. Etrafındaki temek kayalar ortaya mı çıkıyor? Gözlem devam.
Gece Seda'nın sobalı evde kaldık. Sırt ağrısına "doktor" gelmiş. Masaj eğitimi ilerleyince Duygu'nun katkıları artıyor. Acı ve ağrı arası fark nedir? İngilizcesi karıştırıyor... Dünyada olup bitenlerini öğrenmek için TV açılır: dizide sahte insanlar, zengin, botoksu, son modalar. Insanın niyeti müzüklerden anlaşılır; Örgü yapan iyi mi kötü? Yüz ifadesine bakmak gerek! Seda, senden yeni bir delime öğrendim: ZEMHERİ: 22 Aralık- 30 Ocak arası, karakış, kışın en şiddetli zamanı. Farsça zâm “kış” ve Arapça harîr “uğuldayan” sözcüklerinden türemiştir.