Yine Yeni Yeniden Bostan Kampından Berrin

Yine Yeni Yeniden Bostan Kampından Berrin
20/05/2024

Uzun, uzak yollardan geldik Güneş’in köyüne.
Heybemiz dolu, başımız kalabalık.
Etimiz canlı,
Heyecanlı.
Bir derdimiz var belli…
Bir hayalimiz.
Ankara’nın grisinden; bozkırın tek yeşil, yemyeşil mayısında ayrıldık. Mürver ağaçlarının arasından,
çalışkan yol çalışmalarından ve Balaban Nehrinin kıyısından geçip Güneş’in köyü Güneşköy’e vardık.
Kapalı kalmış kapılar vardı, açtık. Tertemiz ettik odalarını, hayaller ve emekler evinin. Yorgun ve
neşeli sofralara oturduk. Sonra sorduk kendimize, “neyiz ve nerelerdeyiz?”. Cevaplar aramadık, hayır.
Önce soruları kovaladık, Güneşköy’ün anlatılmayan hikayesini bulmak için. Her hikaye gibi umutlar
vardı içinde, hayaller ve kırıklıkları… Bu kırılmış yerlerinden alınmıştı dersler.
Mesela, bağlanmayacaktın hiçbir şeye. Benim demeyecektin. Benin ötesindeydi biz olmak. Elimizle
yaptıklarımızı bile özgür bırakmalıydık. Sahibi olmadan da sevebilmeliydik bir ağacı.
Kavgalar olacaktı inananlar ve vazgeçenler arasında. Ve sen tam da orada; son günüm! diyecektin.
Ama bırakmayacaktı sevdan peşini. O son günler gelmeyecekti bir türlü. Sen her gün yeniden
çıkacaktın yola. Kırk kere gidip gelecektin en baştan.
Acelesi olanlar için hıphızlı trenler girecekti hayallerinle arana ama sen onları da yenecektin. Çünkü
bir hayalin vardı taa en başından. Oğlunu göremeden bu dünyadan ayrılan bir adam söyleyecekti
şarkını ve sen el ele hatırlayacaktın hayal etmeyi, bir çemberde.
John Lennon – Imagine
Ardından, her karanlık gecenin ışığı, umut gelecekti; ay ve yıldızlar arasından. Dünyanın neresine
gidersen git aynı yönünü görecektin ayın. Bu sana yalnız yürümediğini hatırlatacaktı.
Karanlık bitip de güneş açtığında, gelincikler sana ağlayarak yürüdüğün o yolları hatırlatacak ve sen
inananların hikayesini hiç unutmayacaktın…
Güneş’in köyü bir okuldu gören gözler ve açık kalpler için. Burada dersler de öğretmenler de
bizlerdik. Hatta bazen sınavın kendisi de… Yani Hocam Köylüydük bir yerde.
Uzun lafın kısası, biz bir mayıs günü vardık Güneşköy’e. Güneşköyse bizden hiç ayrılmadı.
Kulağımızda keman sesi,
Damağımızda Fatma Teyze yoğurdu,
Gönlümüzde unutulmayacak hatıralar
bırakarak.

Berrin Zaman

Diğer Blog Yazıları
Tüm Blog Yazıları
Web sitemizdeki çerezleri (cookie) kullanıcı deneyimini artıran teknik özellikleri desteklemek için kullanıyoruz. Detaylı bilgi için tıklayınız.
Tamam