Bazen Los Portales'i kendi kuralları olan, bir sürü dilin aynı anda konuşulduğu bi' ülkeye benzetiyorum. Ve nasıl ülkelerin yaz saati-kış saati uygulaması varsa, Los Portales'in de mevsimlere göre farklı saatleri var. Bir hafta önce yaz saati uygulamasına geçtik ve bu değişimle birlikte hayatımızda şunlar değişti:
Elbette ki bu saat değişiminin sebebi sıcaklar. Çünkü hava sıcaklığı günlük ortalama 36-37 derece ve bu yüzden öğle vakti veya öğleden sonra çalışmak mümkün değil. Bu yüzden tüm işlerimizi 13.30'a kadar bitirip sonrasında günümüzü dinlenerek, yüzerek veya çeşitli etkinliklerle geçiriyoruz. Ve bu sıcaklarla beraber beni çok mutlu eden bir şeye başladım: dışarda uyumak!
Her sabah 07.10’da uyandığım manzara. Rüzgar türbininin üstündeki kuşlara dikkat!) Her gece en az 2-3 yıldız kayması görerek uyumak, her sabah kuşların sesiyle uyanmak beni çok mutlu ediyor.
Bu yazımda genel hatlarıyla Los Portales'te bir hafta nasıl geçer, haftalık/günlük aktiviteler nelerdir bunları anlatmak istiyorum.
Öncelikle haftalık işlerin neler olduğu, kaç gönüllünün; hangi gün, ne iş için ve hangi saat aralıklarında lazım olduğunu belirten kağıt Pazar günü komünite üyeleri tarafından gönüllülere veriliyor.
Daha sonrasında biz gönüllüler Pazar akşamı kendi aramızda toplanarak haftalık işleri bölüşüyoruz. Haftalık programımızda sürekli sabit olan şeyler olsa da (bahçe, mutfak, banyo ve mutfak temizliği gibi) bazen günlük, haftalık ve aylık olarak özel işler yapmamız gerekebiliyor. Mesela yaklaşık 2.5 hafta süren "haye" (heno) işi böyle bir iş. Keçilere ve atlara kışlık yem (saman) hazırladığımız ve inanılmaz bir takım çalışması gerektiren bir iş. Dolayısıyla bu haftalarda programa bu işler de dahil oluyor. Ancak hiçbir özel iş yoksa şu anda genel olarak yaptığımız şeyler şu şekilde:
Örnek bir haftalık liste. Bu hafta özel bir iş yapıyorduk: haye. Yani saman. Bu yazımda genel hatlarıyla Los Portales'te bir hafta nasıl geçer, haftalık/günlük aktiviteler nelerdir bunları anlatmak istiyorum. Öncelikle haftalık işlerin neler olduğu, kaç gönüllünün; hangi gün, ne iş için ve hangi saat aralıklarında lazım olduğunu belirten kağıt Pazar günü komünite üyeleri tarafından gönüllülere veriliyor.
⁃ Keçiler (Keçileri besleme, gezdirme, sağma, peynir yapma gibi çok fazla şeyi içeren bir alan). Keçilerle birlikte la Montaña Sagrada’dayım :) (Türkçe: Kutsal Dağ)
- Yaptığımız ekmeklerden biri. Her hafta yaklaşık 6 çeşit ekmek yapıp satmak üzere paketliyoruz. Ekmek paketlemek (Los Portales’in gelir elde etmek için yaptığı ve sattığı ekmeklerin paketlenmesi. Salı günleri akşam yapılan 1 saatlik bir iş ve her hafta 1 gönüllü yardım ediyor.)
Los Portales’te hafta Pazartesi günü sabah çemberiyle başlıyor. Bu çemberler haftada 2 kez yapılıyor: Pazartesi ve Perşembe. Bu çemberlerde, duyurulması gereken şeyleri duyuruyor, nasıl hissettiğimiz hakkında konuşuyor ve genel olarak hayatımızdaki yeniliklerden-değişikliklerden bahsediyoruz. Çemberden sonra herkes nerede çalışıyorsa oraya gidiyor ve 10.30’a kadar çalışıyor. 10.30-11.00 arasında bir yemek molası veriyoruz. Bu molada müsli, kendi yaptığımız keçi yoğurdu ve mevsimlik meyveleri yiyoruz. Genelde bu meyveler Los Portales’in kendi bahçesinden geliyor, ancak bazen satın aldığımız da oluyor. Şu anda bolca çilek, kavun, karpuz ve elmamız var. Benim favorim çilekler! İnanılmaz bir bakım istese de, çilekleri topladığımda ve yediğimde inanılmaz mutlu oluyorum.
14’te çalan zil yemeğin başlangıcını haber veriyor ve herkes mutfakta birleşerek yemeğini almaya geliyor. Yemeğimizi yedikten sonra saat 15 gibi siesta saati başlıyor ve yaklaşık 2 saat boyunca ortalıkta neredeyse hiç kimseyi bulamıyorsunuz. Herkes odasında dinlenirken Los Portales inanılmaz sessiz bir hale bürünüyor. Ve zaten bu saat aralıkları o kadar sıcak ki dışarıda herhangi bir yerde olmak çok zor
Yaklaşık 17-18 gibi hayat yeniden canlanmaya başlıyor, 17.30’da da havuz yeniden açılıyor. Biz bu saat aralıklarında ya havuzun keyfini çıkarıyor, ya da gönüllülerle birlikte bizim alanımız olan Monte Carlo’da çeşitli etkinlikler yapıyoruz. Heykel yapmak, sohbet etmek, resim çizmek, bir şeyler okumak, müzik yapmak… Beraber çok keyifli vakit geçiriyoruz.
Hafta içi bu rutinimizde Pazartesi akşamları yoga dersi, Salı akşamları Flamenko (Sevillano) dersi, Perşembe akşamları rüya yorumlama grubu da var. Hafta sonları ise Cumartesi günü meditasyon veya koro oluyor. Ses tiplerimize göre Dojo’nun (Dojo sabah çemberlerini, yogaları, meditasyonları yaptığımız çok çeşitli büyük bir alan. Los Portales’teki en sevdiğim yerlerden biri, çok dinlendirici) çeşitli yerlerine ayrıldıktan sonra koro şefimiz Neus önderliğinde Matisyahu’nun ‘’One Day’’ şarkısını çalışıyoruz. Pazar günleri ise Diego aikido kursu veriyor. Bunun dışında, bazı haftalar komünite üyeleri bize workshop’lar veriyor. Her üye kendini en yetkin hissettiği alanda workshop veriyor. Şu ana kadar Neus ve Cora ile ‘’Los Portales tarihi ve gelecek planları’’, Rozalie ile ‘’Grup Psikolojisi’’, Jaime ile perküsyon, Charly ile sosyokrasi, Belem ile astroloji, Jason ile ekoköy ekonomisi üzerine workshoplar yaptık. Los Portales, yazının başında da belirttiğim gibi (benim için) bir ülke gibi; bir sürü dilin konuşulduğu bir ülke. Bu yüzden hepimiz ortak bir dilde buluşamıyoruz. Şu ana kadarki workshopların 2’si Fransızca, 2’si İngilizce, gerisi de İspanyolca idi. Herkesi ortak bir dilde kapsamak mümkün olmadığı için çevirmen yardımıyla katılıyoruz bazen. Mesela ben workshop Fransızca olduğunda çevirinin yapıldığı tarafa geçiyorum. İspanyolcam şu an ilk başlara göre çok daha iyi olsa da spesifik bir konuyu anlayabilmek için çeviriye ihtiyacım olduğu oluyor. Bu durum bazen yorucu olabiliyor ve dürüst olmak gerekirse workshop’tan aldığım verimi düşürüyor. Ama yine de çeviri yapan bütün arkadaşlarıma, bütün üyelere çok şükran doluyum. Aynı anda hem çeviriye hem içeriğe (görsel olarak) odaklanmak inanılmaz yorucu bir şeyken bunları simültane bir şekilde çevirmeyi siz düşünün.
Los Portales’te hepimizin dediği bir laf var: ‘’Günler çok yavaş, aylar çok hızlı geçiyor.’’ Gerçekten de öyle. Gözümüzü açmamızla kapatmamız bir olurken, bir bakmışız hafta sonu gelmiş. Hafta sonu, eğer köyde kalıyorsak bir gün ufak bir işe yardım etmemizi istiyorlar. (Yemeğe yardım etmek gibi.) Hafta sonu köyde kalacak olanlarla Cuma akşamı toplanıp hafta sonu işlerinin planını yapıyoruz. Cumartesi, benim Los Portales’teki favori günüm! Çünkü bu akşam özel bir menü, süslü kıyafetler, içki, müzik ve dans ile eğlendiğimiz bir akşam. Havuz başında akşam yemeğimizi yiyor ve partinin tadını çıkarıyoruz. Pazar günleri ise tam anlamıyla dinlenme günü. Beraber akşam yemeği yemediğimiz tek gün Pazar günü. Bu günde herkes kendi akşam yemeğini yapıyor/yiyor. Biz gönüllülerse her hafta farklı kişilerle kendi Pazar akşamı yemeğimizi pişiriyor ve Monte Carlo’da keyifli bir akşam geçiriyoruz. Mesela, geçen hafta Sena, Colin ile birlikte lahmacun yaptı! Pazar günleri, mutfağa alışmak ve vakit geçirmek için oldukça güzel bir fırsat çünkü hem yemek pişirdiğiniz kişi sayısı çok değil (sadece gönüllülere) hem de kötü yapsanız bile sadece arkadaşlarınız yiyor Bunu dememin sebebi, her Çarşamba günü akşam yemeği için şef bir gönüllü oluyor ve yemeği o pişiriyor. -Çarşamba hariç günlerde şefler komünite üyelerinden biri oluyor- Elbette mutfakta yardım eden insanlar oluyor ancak yemek seçiminden oranlara kadar her şeyi şef belirliyor. Bu yüzden Çarşamba günleri yaklaşık 50-55 kişiye yemek pişirmeden önce Pazar günü gönüllülere pişirerek başlamak oldukça güzel bir alıştırma.
Los Portales’te zaman gerçekten çok hızlı geçiyor. 85-90’lardan beri burada yaşayan insanlarla konuştuğumda onlar da aynı durumdan bahsediyor. Bunun nedeni belki de günümüzün daima programlı olması. Güne 7.10 alarmıyla başlayıp tüm günü ve geceyi değerlendirmeme, kısacası gün içinde çok fazla vaktim olmasına rağmen ‘’Acaba şimdi ne yapsam?’’ dediğim çok az an oluyor. Su gibi akan bu zamanda nehrim bu mekanla, müthiş insanlarla ve yeni şeylerle kesiştiği için çok şanslı hissediyorum. Daima beraber akmak dileğiyle.
Fatih Göktürk 08/07/21 Los Portales / İspanya