İlgi çekince

 İstanbul'dan gelen bir film ekibiyle öğlen yemeğinde, sohbetlerimiz hoş oldu. İnternet'ten Güneşköy'ün serasını keşfeden Mustafa seranın mimarı Çetin Göksu'ya yazdı.  Kitabı okuyup, kendi gözüyle görmek isterle. İlgilerin çekti. Şimdi filminizi görmek isteriz.  Başkasının gözüyle görmek isteriz... Muhammet'in bilgileri zengin: rüzgar türbinin zararları bilir misiniz? Türbin sesinden kaçan böcekler toprak bırakınca canlı kalmazmış.

Fotoğraf tanıdık gelir, ancak tuhaflık fark eder misiniz?  Kırıkkale'ye giderken Theresa beni Bulgaristan sınırından aradı: Türkcell hatından son sohbet ederken aynadan arkamdaki viyadüğü böyle gördüm. Terse gidince yabancı, bilmediğim yer gibi geldi.

Kırıkkale'ye giden yolu Bedesten'den geçiyor.  Her havada huzur verici yol,  bugünkü mavi gökte yüzen bulutların gölgeleri yeryüzünde oynar. Tiyatro sahnesinde spot ışıklarlar o anda kritik noktaya dikkat çekilir gibi, doğanın ışıklandırması engebeli yüzeyi canlandırır.  Altın sararmış kuru otlarla kaplı yerler arası yeni çekilen tarlaların koyu kahve rengi toprağı kokusu aklına getirir.  

Şeref Usta'nın atölyesinin bir köşesi.  Bu traktör alan çocuk bol olsun! Römorku da var: 

Şerefin üretimlerden biri.  Motive olanlar tek başınaneler yapamazlar! Yeter ki köstekleyen olmasın. Şeref, senin enerjin 24 senedir ilgimi çekiyor, ve yanında çalışan kişilerle tanışmak bana enerji veriyor. Bugün özellikle destek verdin: Türk kültürün oyun ve oyuncaklara karşı kullanım ve anlayışın çok değerli oldu. İyi ki varsın.

Bu yusufcuk karaçalı dalının uçlarına neden konuyor? Odonata ailesinin en ilkel türlerden: kanatları hep açık kalır, bedenin yanına katlayamaz.  Ataları 300 milyon yıldır dünyada uçuyor. Göletin çevresinde bulunan kız böcekleri  daha evrilmiş: kanatlarını beden yanına getirebilir.  50 milyon sene sonra kanat katlama ayrıntılı modeli çıktı (cep telefon modelleri yılda kaç defa değişir).  Yıne de 250 milyon yıldır uçan ince narin kızböcekleri bizden çok erken bastı gezegenimize.  Homo sapiens 200 000 yıldır var; bir milyonun beşte biri... 

Güneşköy serasına dönerken tepede güneş batarken çoban ve koyunları tam tepenin sırtındaydı. Gün boyu tepelerde gezdikten sonra bir yorgunlukla taşta oturan çobanın yanındaki hayvanların çan sesleri nihayet daha serin olan havasında rahatlık verdi.

Karanlıkta seraya girip yolunu şaşırtan genç kurbağı gölete bırakabilmek için yakalamam gerekti.  Üstüne bir bardak, alttan kalın bir kart yavaşça kaydır... Bardakta tek bir kurbağa varken, ışığın fiziği görüntüyü çoğalttı.  

Kaleler büyük saksıda öz şekillerini almaya başlıyor. 

Kabak cipsi daha seri yaparız: sabah 8'e kadar ince tellerde serilir, üstünü kuşlara karşı tülle örtülür.  Dışarıda 36 derece olunca, serada akşama kadar kup kurur, ve toplanılır. Kardeşimin yaşgününe göndermek isterim!  Sarah Happy Birthday!

Tohum alma zamanı. Seçilmiş olgun domatesin tohumları yıkandı, ve güneşte kuruduktan sonra alınır. Salatalık daha önce alındı. Başka iş: fışkın kesmek. Meyve ağaçların dibinden çıkan sürgünleri her sene alınması gerek, yoksa ana ağacından enerji çalar.

Biberin tohumu alındıktan kalanlarında biber sosu yapılır - tohumları saten şimdiden alındı!

Bilir misiniz? Bu mevsimde çobanlar "yukarda" dağda kalır. Odak hayvanlar üzerinde. Çobana yemek, çay götürülür. Su yok, yemeklerin bulaşıkları eve getirip yıkanır. Fatma parmağını yaktı; bulaşık yıkamak zorlaştı.