Bu yılın Ramazan ayın sonunda bayram tatili Pazartesi-Çarşamba'ya denk gelince Türkiye'nin tatil moduna girdi. Ancak hava hala kışa çekiyor. Don yok ama geceler hala ısınmadı. Şevval'ın ilk hilalini bulutlar arası gözüme ilişti ve kaçtı. İç Anadolu'nun bayramı bereketli; 2ci günün akşamı ve 3ci sabahında, iki defa ciddi yağmur yağdı, toprağın derine indi o kadar ki ekim zorlaştı.
Bayramın 2ci akşamı ziyarete çıkacaktık... yağmurlar başlayınca vazgeçtik. İnsan çekinir. İnci Asterix'in Büyük Yolculuk okurken ben mandolin çalarım (arabada giderken de çalıdım, ama sesleri zor duyuruluyordu) biraz, sonra aslen o akşamı ana etkinliğine geçtik: Dönüşüm Oyunu için çok uygundu zamandı. Iskoç Findhorn grubunun 40 senelik tecrübesinden çıkan bu oyunuyla üçümüz daha net olarak olasılıklara bakabildik. Dönüşüm iyi bir isim: 21ci yüzyıldaki alıştığımız ani değişiklikleri gerçekçi, derin anlamlı sonuca varmaz. Tavuk dinozordan çıkması milyonlarca sene sürdü. Güneşköy'ün 20 sene içinde ne fikir gördük, ne kadar olgunlaşmalar oldu.
Herşey o kadar pahalı oluyor, tercihlerimizi sorguluyoruz. Kara çay yerine neler olur? Sera yanında yetişenlerden toplayıp çay olsa, kekik var. Nane de. Ada çayı da. Ve de biberiye ve lavanta olsa? "Topla İç Çayları" menüsü tasarlandı.
Yeşil mercimek ekmeden bu tarlayı ayrık otundan temizledik. Yağmur yedikten sonra yine göründü. Toprak yumuşayınca sığ kökları kolay çıkartılır, ama derine demirlenenler daha da sağlam tutunuyor. Mercimekleri 20 saat bakteri solüsyonda şişirip ekildi. Başarılı olsun. Aynı zamanda Çiftlikte bamya ekiyorlardı.
Hemen yanında geçen sene ekilen havuçlardan Ali bir avucu topraktan çekti. Turuncu havuç lezzetli. Rensizler daha sert, odunsu. Türünden mı, yoksa fazla toprakta kalınca böyle mi?
Tarlada çalışırken bulduklarımızdan yeni doğan kaplumbağ İnci bunu buldu kuru otlar altında. Kimse ona rehber olmadan keşfe çıkacak, yaşamdan ne anlar? Risk alır, sağ kalsa büyür.
...ama bu nedir bilmem. Göz ve ağızı dışında tamamen renksiz. Göz pigmenli olur. Ağız yeterli sert olması gerekir... Canlı mı? Evet hareket ediyor. Kanadı var diye bu yetişkini mi?
Kanyonda 12 ay önce diktiğim 18 söğüt kalemlerden ikisi iyi tutmuş Kasımda. Ancak Nisan'da tek biri çanlı gördüm (batın tarafta). Doğu taraftavardı ama kaybolmuştu. Yiyen mi oldu uzulerek düşündüm. Bu sefer çok sevindim: çubuğu kuruyunca kopmuş, ama kökünden yeni dal çıkıyor. Belki en güçlü bu olacak...
Balaban vadisinden ayrılmadan Bayramlaşmaya gittik. Başta Çiftlik mahallesinde Fatma ile Seda ile. Hisarköy'de Ömer Çetin ve ailesi, kimi uzaktan geldi. Ali profesyonel fotoğraf makinasıyla herkesi çekti. Anlarını böyle kaydetmek ilerde değerli olur. Sadece dijital değil, bastıracak. Ankara'ya gelince Celal'in ailesine ziyaret ettik. Ameliyattan sonra ilk defa görüşünce duygulandım. Yıllar boyunca ne kadar paylaştık; sağlık her rutine son koyabilir ve bir şekilde insan alışır. Biz de alışırız...