Çocuk-ve-Doğa grubuyla son bir kaç çilek toplamaya gittik.
Böcek mı var? Artık yeşilden saman rengine geçti
Yesilözden süs kabak. Yenilir mi yenilmez? Evet lezzetli
Tomatillo imiş. Önceki sefer ‘Patlıcan türü’ dıye bakıp bıraktım. Meğer Güney Amerika’dan bir domatesin türüymüş. Erik gibi, içi mor…
Iran ve Polonya’dan arkadaş araziyi gösterirken bir çok pıtırak daha farkedip sonraya bıraktım
Çocuklar seve seve su ve çamura battıktan sonra Ankara döndüler; Theresa’yla ikimiz kaldık.
Çiftlikten Güneşköy’e kestirmeden eski çoban yolundan geçerken üzerliklerden geçtik. Kuru tohumlardan topladık, bir işe yarar belki. Tepede toprak çatlak: her gün onlarca koyunun geçtiği toprak zayıf. 5m ilerde – Güneşköy çitin ötesi (aynı yoğunlukta) fare delikleri dışında toprak daha iyi; daha fazla ot türü, daha sağlam. Theresa fasülyeye, ben pıtıraklara (bu sefer sadece tohumları topladım, çok yer alıyor. Dökülüyor artık. Yakarız, kocaman yığın).
Ay doğduktan sonra lezzetli bir yemekte Theresa Ömür’le görüşebildi. Araştırması bize çok faydalı – dışarıdan birisi hepimize aynı soru sorduğunda tüm farklı bakışları topluyor. Ne kadar tamamlayıcı, aklıma gelmeyen sözleri kafamda başka şeyleri dürttü. O gece Çiftlikte muhtar yanında kaldık; Theresa Fadime, Eyüp ve İbrahim’in düşünceleri sorunca… daha başka boyut ortaya çıktı.
Antropolog nedir? Nasıl anlatılır