3 hafta Karadeniz'den sonra COVID yakaladıktan sonra enerjimi toparlamam zaman alacaktı. Güneşköy'e araba sürecek kadar gücüm olmadan, Fiko şoför olup beni Mert'le götürdü. Yolda aralarında çok fazla ortak ilgi alanları buldular! Sohbetleri iletişim, bibliofili (kitap sevgisi), aktif kitap okuma, hiç varmadan yolcu olmak... hayat bitmeyen bir arayış.
Bereketli bir mevsim. Kahvaltımızı Musibe ayarladı, eline sağlık. Ahmet, Fiko ile Mert domates, biber, salatalık topladı. Musibe de bana topladığı fasülye verdi. Seda'ya ziyaret ettim: Birbirimizi çok özledik... Ordu (takımları meşhurmuş) ve Arhavi (Şifa Heybesi kremi)'den hediye verdim, bana kendi ürünlerinden verdi.
Fikret bizi bir yere götürecekti "sulama bitirince". Hiç bitmedi... Mandala etrafındaki ağaçları doya doya suladı.
Mert'le gezdik. Ağaçlarımız 7 hafta susuzluktan zorlandı. Kanyondaki söğütlerden biri hala yaş. Ona 2 buçuk litre verildi. Kanyondan sonra aşağısında 2016 yılında kesilmeden yeni yerlere taşınan ağaçların yanına geçtik. Haziran'ın yoğün yağmurların selleri oraya ince toprak bıraktı. Artık erozyon arazimizden çıkmıyor.
Sezonun gereği artık tüm tohumlar her kumaşa takılır, kot pantolon dahil. Kesinlikle penye kiyilmez!
Kupkuru çıplak topraklarda karakteristik koniler duruyor. Yıllardır görüyorum. Henüz oluşturanı canlı görememiştim... Mert birini çıkartana kadar:
İlk defa o koni kazan varlığını canlı gördüm. Bu karınca aslanın larvası 4mm uzun, nasıl hızlı hareket eder, az gelişmiş ayaklarıyla. Kağıdımdan atlayarak toprağa hemen gömülmeye geçti. En belirgini önündeki kıskaçları. Koni dibinde gömülü, ancak kıskaçların ucu hafifcçe dışada koniye düşen karınca veya küçük böceğin hareketi hissedince şimşek hızıyla yakalar. Suyunu içip, kuru kalıntısını dışarıya atar: ağızı yok. Bunun yetişkini sadecebir ay yaşar, ağır hantal uçan 8 9cm uzun yusufcuk kelebek arası nektar yiyen bir böcek.
Viyadükte mini kepçeler traversleri yerine koymakla meşgul. Aşağıdan cır cır cır cır paletler hareketteyken metal sürtüşme sesi, sonra da tak tak tak tak makinanın sesi ulaşıyor bize. Kablolar bitmiş herhalde.
Herkül'ün yerinde Ahmet'in güvercinleri çeşit çeşit. İnsandan kaçmaz. Beyaz kafa ve kuyruklu siyah olanlar "İzmir kuşu"dur.
Kaç sene önce kayalar arası bulduğum kuru kafanın kimliğini Soner açıkladı: Küçük akbaba, Neophron percnopterus (Egyptian vulture), göçmendir. Ekim'e kadar İç Anadolu'da bulunur. Nüfusu azalan nesli tükenmekte olan bir tür. Güzel bir kuşmuş; ne kadar kuş geçer görünmeden!