Merhabalar herkese yeniden. Uzunca bir aradan sonra nihayet kafamda derleyip toplayabildim bir şeyleri.
Daha öncede belirtmiştim bu sefer topluluk olmaktan bahsedeceğim diye. Yani burada nasıl bir topluluk hayatı var üzerine gördüğüm, gözlemlediğim, deneyimlediğim kadarından.
Öncelikle sizlere ‘Wechselfest’ten bahsetmek isterim. Değişim festivali demek. Her eylülün birinci haftasında köye gelen ve gitmekte olan gönüllülerin değişimi için yapılıyor. Toplamda 10 kadar gönüllü oluyormuş her yıl, 10 yeni gelen ve 10 eski. Bu 20 kişi için köylülerin toplanıp, müziklerle, bir miktar komikli tiyatral canlandırmalarla toplaştığı bir buluşma bu. Bir senesini köyde geçirmiş olanlar tek tek bu deneyimden onlara nelerin kaldığını ve buradan sonra ne yapacaklarını paylaşıyorlar toplulukla. Yeni gelenler ise nerden geldiklerini ve buradan beklentilerini. Bununla birlikte topluluktan kişilerde isterlerse teşekkür edip veya paylaşılan güzel anıları hatırlayıp her ruhun varlığına söylemek istedikleri şeyleri söylüyorlar. Benim için çok etkileyiciydi bu buluşmaya katılmak. Çünkü ilk defa insanların gözlerinde, yüzlerinde çok yoğun olarak onları burada tutan, onların bir araya gelerek yarattıkları o ruhu gördüm, hissettim; topluluğun ruhunu. Etkinliğin sonunda hep birlikte şarkılar söyledik ve sarıldık herkese. Böyle bir paylaşım alanının yaratılmış olması, buna alan açılması benim çok hoşuma gitti. Birde her gönüllünün bir sosyal yardımcısı oluyor. Ve bu yardımcılar köye alışma sürecinde bizlere yardım ediyorlar. Bu buluşmada da bu kişiler her birimize bahçedeki çiçeklerden taç yapmışlardı. Gözlerimizi kapadık ve bize bu taçları taktılar. Çok güzellerJ
Aman efenim sanmayın ki bu Sieben Linden daki topluluk olmak adına yapılan tek buluşma. Burada küçük küçük sanırım 4 adet kooperatif var. Bu kooperatiflerinde alt grupları var. Ve köydeki insanlar bu grupların en az ikisine üçüne dahil durumda. Bu gruplar, haftalık veya aylık olarak toplanıyorlar ve sadece iş konuşmaları için değil. Kimi zaman ekibe yeni birinin gelişi kutlanıyor, kimi zaman pasta börek yapılıyor tüm komünity için, kimi zaman da kadın erkek çemberleri yapılıyor. Ve bu çemberlerde insanlar nasıl bir süreçten geçtiklerini, o sıralar nasıl hissettiklerini de paylaşıyorlar. Ve daha bir sürü şey var aslında. Yani bu alt gruplar insanların istek ve ihtiyaçlarına göre oluşturulmuşlar. Mesela partneriyle yaşadığı bir problem üzerine de bir araya gelebiliyor insanlar, ev barınak karavan ihtiyacı üzerine de. Sanırım bunları tek tek konu üzerinden anlatmak daha iyi olabilir böyle ayrıntıları genellemek oldu biraz.
O zaman konuyu değiştirip size biraz ‘Intensiv Zeit’dan bahsedeyim. Adından da anlaşılacağı üzere yoğun zaman demek. Bu senede iki kere yapılan tam bir hafta boyunca neredeyse köydeki herkesin katıldığı o senenin konularının konuşulduğu ve insanların bedensel duygusal paylaşımlarına da yer açan bir buluşma. Tamda bu hafta başladı ve bende bir kısmına katılmaktayım-katılacağım. Mesela bu sefer konuşulacak konular arasında aşçı sorunu var. Ana evin mutfağında bir aşçıya ihtiyaç var ama bir şekilde bulunamadı. Bu konuşulacak, tartışılacak. Tabi daha başka konularda var ama ben mutfak ekibinde olduğumdan diğer konularla çok ilgilenmedim henüz. Dün ilk açılışı yaptık ve Forum X diye bir yöntem kullandık. Anladığım kadarıyla isteyenlerin çemberin ortasına geçip istedikleri bir konuda istedikleri herhangi bir yöntemle kendilerini ifade etmeleri demek oluyor. Yani çok kişisel konularda olabilir toplulukla ülkeyle ilgili konularda olabilir. Biri çıkıp şarkı söyledi mesela, bir kişide son zamanlarda çok fazla hayatın yükünü yüklendiğini anlatan kısa bir doğaçlama yaptı. Çemberdekiler ise ellerinden geldiğince dinliyorlar. Bakalım bugün ve haftanın geri kalanında neler olacak.
Son olarak sizlere birde ‘Vorstellungsabend’ dan bahsedeyim. Bu köye yeni gelenlerin, gönüllüler veya topluluğa katılacak olan-katılma sürecinde olan kişilerin kendilerini anlattıkları bir gece. Geçen haftalarda bende yaptım ki normalde ilk geldiğim zaman yapmam gerekiyordu ama bir şekilde bu zamana kaldı. Benim çok hoşuma giden ve benim için çok mantıklı, olması gereken ve neden daha önce hiç düşünmedik dedirten bir şey oldu. Çünkü bu gecede kimsin, nerden geliyorsun, nasıl bir hayat yaşadın, her yönüyle aile yapın, psikolojik durumun, geçirdiğin buhranların, güzel günlerin bunların hepsinden bahsediyorsun tabi bahsetmek istediğin ölçüde ve bahsetmek istediğin şekilde. Mesela piyano çaldı bir arkadaş, pek çoğumuz sunum yaptık çeşitli fotoğraflar ve videolar paylaştık. Böylece köydeki insanlar yeni gelen kişinin geçmişine dair içinde bulunduğu süreçlere dair bir miktar bilgi ediniyor ve buda o kişinin anlaşılmasına çok yardımcı oluyor bence. Dört yıl aynı sınıfta okuyup da haklarında hiçbir şey bilmediğim sevgili sınıf arkadaşlarım geldi aklıma ki hayatın pek çok yerinde böyle. Yani birbirimizi anlamamıza yarayacak olan bu bilgilerin yalnızca bireysel iletişim çerçevesinde başka insanlara yayılması yani sadece yakın arkadaşların bu bilgileri biliyor olması bizlerin aynı çevrede yaşamasını ne kadar da güçleştiriyor hâlbuki. Ama bunun bir acıtasyona veya bir imaj yaratma kaygısına gitmeden samimi bir dille toplulukla paylaşılması acıları hafifletiyor bence. Birde insanlara çeşitli kanallar sunmuş oluyorsunuz sizle iletişime geçebilmeleri adına. Bu durumda topluluk olmanın temel taşı; birlikte yaşayabilmek için gerekli olan bilginin bir kısmı bu yolla edinilmiş oluyor. Tabi ki bu güven ilişkisi üzerine kurulu. Yani bunlar birbirinize güvendiğiniz bir toplulukla güvenli bir zeminde paylaşılabiliyor elbet.
Şimdilik bu kadar diyeyim, en kısa zamanda yeniden aşkla, sevgiyle, coşkuyla buluşmak dileğiyle. Sıcak kalplerinize benden kucak kucak gülücük.