Bazen istediğimiz gibi olmuyor. Dün kalabalık gelip gece kalamak olmayınca "en azından gidip sıparış olan 45 yumurta almak" isteği motive etti: şoförlük Oktay'dan, yolda Hamdi'yi aldık.
Yolda hep aldığımız ekmek, yoğurt ve patatesle Oktay ısrarla ilk kapruzu aldı - taaa Ürdün'den gelmiş, çok tatlı ve lezzetli! Oktay'la Hamdi araziyi gezerken yemek benden: soğanlı patates tam kıvamında. Salata herkesin katkısıyla ortaya çıktı - marul, kuzu kulağı, yeşil soğan... Hamdi annesine yemlik buldu.
Yeni gelenlerin fark ettiklerinden:
Evet, Güneşköy'ü bu duruma getirmek için ne kadar çaba, deneme, dinleme, düşünce, enerji, ilgi, işbirliği, okuma, öğrenme, planlama, revizyon, uğraş, zaman,... ve de para gerektiğini ilk bakışta anlaşılmaz.
Yorum yapmadan gez, gözlemle, sor ve anlamaya çalıştıktan sonra, yapıcı yorum ve önerilerini her zaman duymak isteriz :)
Dün traktörle sürülen ağaç arası alanındaki çilekleri alacaktım - geç kalmışım... Yine de toprak bu kadar açılınca açıkta kalan çilek bitkileri çok daha kolay şekilde çıkartabildim. Toprak o kadar sert (hem kuru ve uzun sürede çekilmemiş, hem de ayrık otları iyice sıkı düğümlemiş) ki çapayla zor çıkartılır. Suda bekletip solucan gübresinde diksem, ne kadar tekrar canlanır?