KENDİ NABZINI TUTABİLMEK ÜZERİNE
Ben her zaman hayatta ne yapmak istediğimi, kısa ve uzun sürede esasen neye “ihtiyaç” duyduğumu anlamaya çalışan bir insandım. Bu hiçbir zaman değişmedi; anasınıfında kazandığım ilk Monami Resim Yarışması için konumuz “aile” dediklerinde “peki benim kafamdaki aile kavramıyla şuan günlük hayatta pratik ettiğim aile yaşantısı arasında ne gibi farklılıklar var”, “anne ve babamla nasıl bir iletişim kurmaya ihtiyacım var” gibi sorgulamalar yaptığımı ve daha geçen hafta kendimi mental olarak pek sağlıklı hissetmezken “şuan benim nasıl bir şeye ihtiyacım var, ne beni daha rahat hissettirir ve motivasyonumu arttırır” diye kafa yorduğumu hatırlıyorum. Velhasıl-ı kelam ben hep böyleydim demeye çalışıyorum. Anasınıfındaki ve hatta sonraki 16 yıllık Cenk’in şuandaki Cenk’ten farkı ne biliyor musunuz?
Şimdi ben kendimi hiçbir şeye zorunlu kılmadan, neden olduğunu anlamadığım ve aslında pek hoşuma gitmeyen derslerin ya da okumaların mesela, sınavlarına girmeden, sorgulamadan geçen günlere her gece içimde büyük bir anlamsızlıkla elveda demeden gözlerimi samanyolunu izlerken kapatıyorum her geçen güne. Bir eko-köyde, doğanın ortasında, kendime ihtiyacım olan zamanı vererek, nabzımı her an tutup kendimi her an daha iyi tanıyarak, hayatta neler yapmak istediğimi, nelerle uğraşmak istediğimi, nelere değer verip nelerin bana görece daha önemsiz geldiğini her geçen gün daha iyi kavrayıp günlük hayatıma ve geleceğime kendinden daha emin adımlarla ilerleyen bir Cenk’im. Kendimi şehrin, şehirdeki sistemlerin (bu okuldur, iştir pek farketmeksizin) sığlığı, yüzeyselliği ve felç ediciliğinden sıyırdım ve her an aktif olarak düşündüğüm, sorguladığım ve her geçen günü doyasıya deneyimlediğim bir düzen kurdum. Bu demek değil ki bir gün geri dönmeyeceğim ama bilinmesi en önemli nokta şudur ki eminim bu deneyimin ardından, bu farkındalıkla şehre geri döndüğümde o felç edici pasiflik beni böylesine yaralayamayacak. Kendimle bağlantıda olmayı her gün pratik ettiğim için kendime bu kötülüğü istesem de yapamayacağım. Pandemi zamanında sağlığın ne kadar önemli olduğunu kavramış olan bir dünya olduğunu varsayarak insanın kendi nabzını tutmasının ve kendine ve ihtiyaçlarına kulak vermesinin de ne kadar önemli olduğunu anlayacağınızı düşünüyorum.