Yüzünçü Yıl pazarı hala tenhayken 7+4 kişi yola çıktık: Bilkent Üniversiteli 4 son sınıf öğrenci, Duygu ve annesi Suna, ve dün tanıştığım Aybüke ve Melike – MeWeWhole projesinin etkinliğinde Sürdürülebilir Kalkınma sunumlar
Haftalar önce planladığımızı gerçekleştirdik: Yeşim İrlanda’dan, Güliz Ağrı’dan geldi. 25 Saat’e kova bırakıp kahvaltı yaparken beyin fırtına başladı: kaynaklar, öncelikler, hedefler, malzemeler, yöntemler…
Çok oldu tek başıma yokla çıktığımdan… Hafifçe çiseliyordu. Kırıkkale Üniversitesi (KKÜ) kampüsünden gelen iki öğrenci Simge’den alıp güneye gittik.
Dönem başlamadan hafta içi son gidiş. Karlar eriyor, bahar gibi yumuşak hava doğayı kandırır mı? Kar ancak düz toprakta kalıyor.
Bem beyaz manzaralar. Karlar yağıp azalmış 60cm’den. Bugünkü amaç arazinin değerini belirtmek – Emlakçı Satılmış beyi Elmadağ’dan alıp güneye karlara doğru ilerledik…
Bulutsuz mavi gökyüzü; bu mevsimde artık havalar soğuk. Kat kat giyinmek gerek. Ali, Adnan’la ben servis yolundan geçtik: 7.ayağın temeli başladı, 9.cu ilerliyor.
Güz renkleri çarpıcı. Soğuk havada son varlık çağrısı gibi. Sinekler serada birikti, arı soktu: hala farkettiriyor.
Ali’yle İnci ile Ulus’tan 100 soğan çuvalı alıp Edige’yi geçip Doğuş şantiyesinde Erkan Bey ile ilk görüşme yaptık. Bize tam saatte geldiğinde yağmur yağmaya başladı.
Yağmurlardan toprak yaş, renkler derin, koyu. Adnan’la solucanlara giderken Celal’i aldık. Zeytin peynir ekmek, buz dolapsız çürümez. Erken inip manzara izledim . Ali’nin kaç sene önce diktiği akasyala büyük.