Araçta yer yetmeyince İbrahim’in dersi sonrası yola çıktık. Geniş gönüllü ekibi Perşembe paketleri hazırlıyordu çardakta, kimi yeni, kim geçen hafta ya da kaç yıl önce geldi.
Yoğun hareketinde uzun çalışma günün son anlarında fotoğraf çekenler, ayrılmadan önce önemli paylaşım veya soru sorup danışma fırsatı geçince araç dopdolu ayrıldı ve üç kişi akşamın güzelliklerini izleyebildik. Makina ve insan sesi olmayınca, doğanın sesleri ortaya çıkıyor: cırcır ve diğer böcekleri, kuş, kurbağa… Rahatlar insanı! Yemek öncesi salça hazırlandı.
“Yanmış gübre” nedir, neden önemli? Sadece kurutmak değil. İçten çürürken, kurt-tohum “yanar”. fermente olur – soğuk havada gübreden duman çıkar. İçindeki hayvan ilaçları yok olur. Yanmamış gübre sebzeye iyi gelmez..
Her iki akşam gece gökyüzünü gözlemledik. Çarşamba, dolunaydan 2 gün sonra az karanlık vardı ay doğmadan. Arkamızda Elmadağ’dan, doğuda Kırıkkale’den kaynaklanan ışık kirlikiğe rağmen yıldızlar ve kümesleri netti. İkinci gece, aynı saatte Mandala binasın doğusuna geçtik. Ay tepenin ardından doğuduğunda ne kadar yıldız söndü. İki üç gece sonra daha karanlık olur ve 3’ten fazlan kayan “yıldız” görmeye ümit ederim.
Şehirliler INEK dediğinde köyde CAMIZ-MANDA-KÖMÜŞ de var (Water buffalo, sütü ve ürünleri daha değerli). Yavrusu MALAK olur, MACAR damızlık hadımsız erkek ise HOPA hadım edilmiş erkek. KEÇİlerde TEKE erkek, OLAK küçük yavru ve ÇEBİŞ ergen keçiye derler. Darıcan otu 2 haftadır kıvama geldi: heryere yapışır. Başarılı bir dağılma strateji.