Pazar 4.30da uyanıp 5.43'te evden çıkınca şehirin insansız manzarası doğan güneşte - yolda iki köpek araç kovalama bekliyor, ilerde üç güvercin asfaltta geziyor. Elmadağ'a kadar tek bir trafik lambası kırmızıydı.
7.00'de viyadüğün gölgesi ancak görünüyor batı tepesinde. Celal ile Merdan soğanları otlarını çekmeye gittiğinde ben simit yoğurtla bolca çay sonrası Kanyon'a ilerliyorum, elimde bahçe makası boynumda çöp torbası. Kanyonun ağızı geniş, artık üstten gelen toprakları tutan bitki örtüsü var. Sinapis (yabani hardal) bol yağışlı sezonunda gür. Fazla tohum dökmeden kesiyorum. İlerde ince dikenli Berberis ile gelişmiş savunmalı karaçalının yeni dallarını kesmek daha uzun sürer. Ölü gibi eski odundan bir genç filizler yeşeriyor, maceralılara elek. Kanyonun dibi biraz doluyor, yerleşen bitkiler arası buğday da var. Kanyon bazı yamacı çökünca eni genişliyor. Toprağın yapısı tuttuğu bitkilerin kökleri yanı sıra su tutma kapasitesi ve yapışkanlığını fark eder.
Geze geze, çöp birikiyorum. En çarpıcı beton kalıplarında kullanan poliüretan köpük. Eski olanlar koyu turuncu, yeniler daha açkı renkli sarı. Azalıyor diyen olur. Evet aylardır topluyoruz. Ayrıca kendisi daha küçük parçaya bölünüyor. Torbanın dibinin tozları belirtiyor.
10.00: Ali "Dom Grubu" mimar gönüllüleriyle geliyor. Başta seneler önce genişletilmiş tavuk kümesi için hazırladığımız çakıl alanı kullanmayı düşünüyoruz. Barınak binasının boyutu, yönünü, yapısını bile konuşuyoruz artık. Duvarlar şişeli olabilir, daha önceden süslenme de mümkün.
14.00: Özge, Ali, Mira ile Atlas görmeye geldi. Ali'ler Türk Traktör'deki traktörümüzü konuşurken, çocuklar ve anneleriyle gezdik. Çocukların bakışından yeni anlayış ve kavramlar ortaya çıkar. O koçaman yeşil böcek nedir? Entomoloji bilgilerim ele aldım.
19.00 Güneş batmadan viyadüğün son gölgesini doğu yamaçlarda gözlerken, bahçe makasla ağaçların dibinden çıkan piçlerini de keserim. Sekilerin ağaçlardan - özellikle armutları - bazıların davetsiz misafirleri çoktan işbaşında. Elma Ağ Kurdu. İnsanda kaşıntya neden olurmuş... Bir saat içinde açık kollarım iyice şişti.
22.30: Yemek sonrası, kızartıcı sıcaklar azalıyor. KeşifPoint'ta mandolinimin akoru değişen ısılardan bozuk. Zift karanlıkta çıktıktan yarım saat sonra, güney doğudaki ışık gittikçe artıyordu. Kırıkkale'nin ışık kirliliği için yanlış yerde... Sonunda küçülen ay doğdu 11ci ayağın yanında.
Pazartesi 6.00: Güneşin ilk ışınları ayaklara vurduğunda Celal'in kahvaltı hazırdı. Camlararası çik çik gürültücü serçeler yuva inşa ederken başımıza otlar düşürüyor. Yuvalardan biri camın üstündeki fotovoltaik panelin altında. Sanki kolay gözlem için özel seçmişler.
8.00: Gölette yüzen parçalarını toplayabilmek için tırmık yeter. Artık kurbağalar sadece sesten değil, görünür oluyor. Karabaşları da. Çalıştığımda bile sesleniyor; güvende, rahatlar.
Göletin üstünde günlerce çürüyen çıktarttığım saz parçada 2 milimetre uzun kabuksuz salyangozlar nereden geldi? Sazlar da kendiliğinden geldi...
Göletin etrafını çok güzel olması için çiddi çalışmamız gerek. Ot kesme, taş kaldır, çukur doldur ve çöp toplama. En büyük yıllar önce kullandığımız "liner" kalın naylonun parçalarını toplamak. Bizim için faydası kalmadıyken, bu genç kaplumba kaygan yokuşuna çok enerji boşa verdi. İnsanın etkisinın büyük çoğunluğu farkında değiliz...
12.30den itibaren havalar çok sıcak. Kızartma saatlerde içerdeki işlere odaklıyorum: eğitim materyalleri ve diğerlerini düzeltmek, sistem kurmak, odayı toparlamak. Üst ranza geniş raf olmaya başlıyor. Boya işleri akşama kalır, açık boyalar kurumasın diye. Ancak acil durum olur. Tarlada araba?!? Grillo çapa makinasına akü desteği gerekti. Genç ağaçlara vurmadan araziden geri çıkma pratiğe ihtiyacım olur.