2 Şantiye Arası

2 Şantiye Arası
22/06/2014

Yollarda kalkmak istemeyen bir sıpah, ağır ağır yürüyen bir tosbağa, ve peş peşe hafriyat kamyonları. Son yaklaşıyor: hem Edige sonrası şantiye gelişiyor, hem de Güneşköy’den  Balaban’ın karşı Bedesten yönündeki yamaçta, (Şenol’un çiftliğin üstü) tepe yeni bir şantiye kuruluyor. Makinaların profilleri arasında adamlar görünüyor, Cin Ali gibi ayrıntısız.  Köyün kafesinde merhabalaştığımızda “Köyde Ekrem Dayı dışında, sizi ve bir tarla daha etkileniyor.”  Fazla tepki yok, şantiyeden kafeye gelmişler… kısmet mi?  Köye getirisi olmaz. Ancak ayrıldığımızda ihtiyarlardan biri ne kadar üzüntülü olduğunu söyledi.  Özellikle Ali’nin çabasını takdir etti, köyün tepkisizliğini halkının cehaletine verdi.  Bunları duymak ne kadar önemli.

Çalışmalar sadece gözümüzün önünde değil, bakmazsak da gün boyunca kepçenin motor sesi kulaklarımıza batıyor artık – kurbağa, su, kuş seslerine basıyor.  Zeminin dinrencine göre motor zorlanınca sesi artıyordu – kayalar milyonlarca yıl sonra yerinden kalmak ister mi?

Bugün kalabalık geldik: Evren bizi (Ali, İnci ile ben) getirdi. Mehmet Pekin, sonra Feyyaz ve ailesi geldi.  Bizi gören Yaren koşa koşa geldi; artık tanıyor beni.  Öğleden sonra bir olay:  Orser’den habersiz geldiler: şantiye yaklaşınca organik sertifikamız alınacak.  Bahçeye Celal ve Abdullah ile bakmak üzere çıktıklarında, Yaren nasıl üzüldü, korktu!  “Kötü adamlar” annesini alacaklar sanmış.  Küçüklerin algılarında neler olabilir; ve de bizim!  Bugün herkesin odakları farklı – kimi tarlalara, kimi çalışanların ihtiyaçlara, ve ben yine çiçeklere.  Beraber arazide gezdik.  Birlkte ağaç sıyımı yaptık, başta Celal.

Tepelere de çıktık, bol fotoğraf çekmek için: Onlarca yıl düzlükte bu mevsimde doğa en yoğun zirvede.  Tek fark, yukarıda bu sene kimse birşey ekmiş ve terk edilen tarla diken ve sığır kuyruklara teslim edildi, sarı direklerin kalabalığına. Dikenler artık batıyor: minik, uzun, çoraplara girenler…   Havalar kızarınca, tohumlar olgunlaşıp kurumaya başlıdı.  Şekilleri belirgin, artık bazılarını bilirim.  Sanatsal eserler, Hitit’lerin takılarda görünüyor.

Yılın en uzun Pazar gününde, Ata ile benim bu yaşlarımızın son günümüz.  Birlikte vişne toplayıp yarın evlerimizde vişne kutlaması yapacağız.

Güneşköy’ün sonu yaklaşmadan başka neler paylaşacağız?

Not:  Bu blogu daha uzun olurdu, notlarımı kaybolmasaydı.  Bu da kısmetin çektiklerinden ????  ilerde belki bulurum bir yerde ????

Diğer Blog Yazıları
Tüm Blog Yazıları