Güneşköy’ün ilk yapısı girişteki kerpiç binasıdır. Bina yanılmıyorsam 2002 veya 2003 yazında yapıldı. Hisarköy’e giderken sürekli önünden geçtiğimiz Edige Köyü’nün otantik kerpiç evlerini çok beğenirdik. İlk binamızı da yerel malzeme kullanarak kerpiçten yapmaya karar vermiştik. Şeklini de iç içe geçmiş iki yuvarlaktan oluşan sonsuzluk işareti olarak belirlemiştik. Evren çizimleri yaptı. Hisarköy’den Nezir Çetin’le anlaştık. Mezarlığın yanında toprak kerpiç tuğla yapmaya uygunmuş. Analı-kuzulu kalıp çakıldı. Yapılan kerpiç tuğlalar binamızın olduğu yere taşındı. Kerpiçin yerle temasını kesmek için beton bir temel yapıldı. Nezir Çetin binanın ustalığını yaptı. Üstünü düz dam yaptık. Ahşap tavanın üstünü kerpiç sıvayıp ziftli membran ile yalıtımını yaptık. Giriş yanındaki duvardaki yin-yan deseni doğadaki zıt kuvvetlerin birbiri ile iç içe ilişkisini simgelemekte. Kıtlık-bolluk, iyilik-kötülük, çatışma-barış… Renkli seramik parçalarını Konya yolu üzerindeki Çanakkale Seramik mağazasının atıklarından toplamıştık. Deseni yapanlar arasında İnci, Claire, Evren, Kimya Bölümü öğrencilerinden Selda ve Uğur’u hatırlıyorum.
2008 yılında Bahçemiz Projesinde çalışan Ali Osman yaz güneşinden korunmak için bir çardak çaktı. Bu gölgelik estetikten uzak olmakla birlikte çok işlevsel olduğu için şimdiye kadar kimse rahatsız olmadı. 2010 Eylül’ünde Mezunlar Derneği’nde yaptığımız bir toplantıda bu çardağı güzelleştirme önerim olumlu karşılandı. Saman balyalarından yaptığımız Mandala binamızın 12 direkli ahşap iskeletinin çok sevmiştik. Çatısını oluşturan 12 çam direk birbirinin üzerine binerek kararlı bir yapı oluşturuyordu. Aşağıdan gökyüzünü seyretmek çok hoşumuza gitmişti. Çardağı bu tasarımla yapmaya karar verdik. Üzerini asma ile kaplayıp gölgelik oluşturacağız. Yapının kuzey tarafındaki setin önüne taş duvar yapacağız. Duvarın yanında bir fırın ve önünde ise ahşap bir tezgah olacak. Belki duvarın önünde oturma mekanı da olabilir. Bina ile duvar arasında ahşap bir merdiven yerleştiriyoruz. Ön taraftan Fevzi’nin tekerlekli sandalyesi ile ulaşım kolay olacak.
Evren çizimleri yaptı. 21 Ekim 2010 Perşembe günü öğleden sonra Güneşköy’e gittik. Celal, Evren ve ben plana göre Mandala Çardağımızın yerini tesbit ettik. Ortaya bir kazık çaktık. Dört metre uzunluğundaki bir iple yeri kireç ile işaretledik. Taşıyıcı direklerin araları 2.07 cm olacak. Bauhaus’ta kestirdiğimiz çıta ile direklerin yerlerini belirleyip buralara küçük kazık çakarak işaretledik.
İşaretleme işimiz saat 18 de bitti. Dönüşümüzü Kılıçlar üzerinden yapıp taş ocağına uğradık. Kuzey tarafına yapacağımız taş duvar için 20 ton taş siparişi verdik. Ocağın işletmecisi Güneşköy’ü biliyordu. Seraya taş getirmişler.Ancak kamyonları çamura saplandığı için taşıma işini siz halledin dediler. Taşın seraya değil girişteki binanın önüne döküleceğini söyleyince kabul ettiler. Cuma günü kamyon taşı getirmiş. Kamyon geri manevra yaparken hafta başındaki şiddetli yağmurdan sonra yumaşayan toprağa saplanmış. Traktör getirmişler ama 30 tonluk yüklü kamyonu yerinden oynatmak mümkün olmamış. Taş ocağından büyük kepçe getirmişler. Kamyon kurtarılmış. Pazar günü gittiğimizde gördük,taşı seçerek yollamışlar. Dönüşte taş ocağına uğrayıp 160 TL ücreti ödedik. Taş ustası sorun. Elmadağ’a giden karayolu mütaahidinin şantiyesinde taş ustaları varmış.